Bilim ve Müzik

    Bu blogta sizlerle amatör olarak ilgilendiğim müzik fiziği hakkında bilgiler vereceğim.
Müzik fiziği, müziği sanat olarak değil de bilim olarak inceleyen bir daldır ve bilindiği kadarıyla Pisagor'un öncülüğünü yaptığı bir daldır. Öncelikle müzik nedir ile başlayalım. 

   Müzik, seslerin ve sessizliğin belirli bir kurgu ile işlenerek anlam kazandırılmış halidir. Müzik terimi etimolojik açıdan antik Yunan'a kadar dayanır. Mousa-ika  yani  Perilerin Dili tanımı, Antik çağdan beri insanların müziğe ilahi, insan üstü bir değer verdiğini gösterir. Burada en önemli etken müziğin insanların duygularına direkt hitabeden en güçlü sanat dalı olmasıdır. Duygulara doğrudan hitap etmesi müziği evrensel kılar. Zaten müziğin bir parçası olan melodi kelimelerle ifade edilemeyen anlamlar taşıyan bir bütündür. Bu küçük parça bile isimlendiremediğimiz duygularımızı açığa çıkarmaya yeter. Yapılan bazı hipnoz deneylerinde, derin hipnoz durumundaki kişilerin hipnozu yapan kişilere tepki veremedikleri durumlarda bile müziğe tepki verdikleri tespit edilmiştir. Yani müziğin gerçekten de ilahi bir gücü vardır. Size güzel gelen bir müzik hiç ummadığınız bir anda sizi hüzünlendirebilir, yada hareketli bir şarkı kanınızı kaynatabilir. Burada bahsettiğim müzik sözler dikkate alınmadan değerlendirilen sadece enstrumental anlamdaki müziktir. Beste ve güfte ilişkisine daha sonra değineceğim. Şüphesiz sözlerin insan üzerinde ayrı etkileri olur. Ama insanlar şiirden ziyade şarkı sözleri, reklam cıngılları, müzikli anonslar, marşlar, siyasi parti şarkılarında müziğin gücünü kullanarak, insan ruhundaki farklı duyguları harakete geçirip, içinde kullandığı sözleri müzik yoluyla daha kolay empoze edebileceğini farketmiştir. Müziğin bu gücü yüz yıllardır kullanılagelmiştir. Duyguları etkileme özelliği yüzünden belki en çok sömürülen sanat dalıdır, müzik. Neyse ki güçlü bir sanattır ve yıllar içerisinde gelişerek güçlenir. Evrensel olması nedeniyle de ırk, dil, din farkı gözetmez, binlerce kilometre uzaklıkta konuştuğu dili bilmediğiniz bir toplumda yapılan müziği duyduğunuzda bestecinin anlatmak istediği duyguyu hissedebilirsiniz. Benim yaşadığım bir deneyim bunu kanıtlar nitelikte. Şöyleki, lisenin ilk yıllarında ingilizce bir rock parçası çok hoşuma gitmişti, dönemin en teknolojik ürünü olan walkmande sürekli dinlediğim parçayı kafamda canlardırdığım bir klip eşliğinde dinliyordum. Benim hayal ettiğim klip müziğin iniş çıkışlarına çok güzel oturuyor, adeta o müzik ve klip aynı anda aynı kişi tarafından yapılmış gibiydi. Bir kaç ay sonra sözlerini bulduğum şarkıyı sözlük kullanarak türkçeye çevirdiğimde beni çok şaşırtan bir şey oldu. Şarkının sözlerinde bahsedilen olaylar benim hayalimde canlardırdığım klipteki olaylarla neredeyse birebir aynıydı. Şunu da belirteyim liseye yeni başladığım için ingilizce bilgim çok çok zayıftı, şarkının tümünü çevirmeyi bırakın tek bir kelimesimi bile sözlük kullanmadan çevirmem neredeyse imkansızdı. O deneyim müziğin gözümdeki değerini çok daha arttırmıştı.
   Yıllar sonra bu deneyimden yolaçıkarak bir deney yapmaya karar verdim. İngilizce bilgisi sadece "yes" ve "no" seviyesinde olan anneme onunla bir deney yapmak istediğimi söyledim. Deney için onu seçmemdeki amaç, neredeyse sıfır düzeyinde ingilizceye sahip olması ve genellikle hisleriyle kararlar veren duygusal bir insan olması. Denenecek şarkıları da Iron Maiden' in 19 tane şarkısını belirledim. Şarkılar, senfonik ağırlıklı melodik parçalardı. Öncelikle şarkıları kendim sırayla ön yargısız bir şekilde dinledim ve sözlerini dikkate almadan bana ne hissettirdiklerini düşündüm ve verdikleri duyguyla anlamlarının örtüştüğünü gördüm.   Her bir şarkıdan uzunca bir bölüm dinletip anneme "Bu şarkı sana ne hissettirdi, ne düşündürdü diye sordum. O da bana "Kendimi şöyle bir durumda düşündüm, şöyle hissettim" gibi şeyler söyledi. Deneyin gidişatını etkilememek adına tüm şarkıları dinletene kadar söylediklerinin şarkılarla örtüşüp örtüşmediğini söylemedim. Tüm şarkılar bitince deneyin sonucu inanılmazdı. Annem sözlerini anlamadığı 19 şarkı dinlemiş ve 15 tanesinin sözlerinde anlattığı anlamı anlamıştı. Bu 15 şarkının çoğunu birebir hissetmiş, küçük bir kısmına yakın anlamlar yüklemişti. O zaman müziğin ne kadar güçlü bir dil olduğunu bir kez daha anladım.